18 Mayıs 2011 Çarşamba

19 MAYIS 1919


Milletimizin tüm onur ve asaletiyle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde tarih sahnesinde bir defa daha şaha kalkışının başlangıcı 19 Mayıs 1919 tarihidir.
Bütün umutların tükenmeye başladığı bir dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir’ diyerek Samsun’a çıkması, bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin de başlangıcı olmuştur.
Bu tarih ile birlikte Türk Milleti, kendi makus talihini tersine döndürmeye başlayarak, esaret altında var olunamayacağını ve kutsal vatan topraklarımızın ilelebet işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya haykırmıştır.
Kurtuluş Savaşı bu destanın adı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu destanı yaşatan milletin kalbidir.
19 Mayıs 1919′da Samsun’dan yakılan özgürlük ateşi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte kısa sürede dalga dalga tüm yurda yayılmıştır. Bugünkü mevcudiyetimizi ve özgürlüğümüzü o günlere borçluyuz.
Temelleri yine o günlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan “milli egemenlik” ilkesi ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanarak, çarenin ancak millette olduğu tescillenmiştir.
Bugün de vazgeçilmez güç kaynağımız millet iradesidir. Bunun yaşatılması için hepimize ve özellikle de Atatürk’ün 19 Mayıs’ı armağan ettiği gençlere büyük görevler düşmektedir.
Sevgili gençler,
Binlerce şehit vererek, sıkıntı ve yokluklar içinde, büyük özverilerle kurulan Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu değerli emaneti yaşatmak ve sonsuza kadar korumak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak, en başta gelen görev ve sorumluluğunuzdur.
Yakın bir gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi olacak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni omuzlarınızda yükselteceksiniz. Ülkemizi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine sizler taşıyacaksınız.
Sevgi, saygı, hoşgörü ve uzlaşma ortamı içinde üstesinden gelinemeyecek bir sorunun bulunmadığını unutmamamız gerekir. Birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü saldırı veya tehdit karşısında daha fazla kenetlenerek hiç bir kimsenin, hangi amaçla ve ne şekilde olursa olsun, huzur ve güvenliğimizi bozmasına fırsat vermemeliyiz.
Ay yıldızlı bayrağımızın altında hepimizin bir ve bütün olarak yaşamasına imkan sağlayan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetidir. Tüm kurumlarıyla dimdik ayakta olan devletimiz, gelen saldırılara karşı Cumhuriyetin temel değerlerini korumaya sonuna kadar kararlıdır. Bu durumun sonsuza kadar devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bu vatan için canlarını feda eden aziz şehitleri rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Gençlerimizin bayramını tebrik ediyor ve tüm vatandaşlarımıza selam ve sevgilerimi iletiyorum.

İDDAA OYNAMANIN PÜF NOKTALARI


Öncelikle iyi bir iddaa bayisi özellikle dumansız hava sahasının olduğu ferah bir bayii. Sonra oley.com açıp sergen yalçının yapmış olduğu tüm kuponların tersini oynayın. Cebinizde her zaman 2 liranız bulunsun ne olur ne olmaz deyip bi yerinize sıkıştırın , temkinki olmakta fayda var. Kuponunuza en fazla 4 maç yazın ve özel oranlarda misli oynamaktan tırsmayın aksi halde 2 verip 8 alabilirsiniz. Riske girmezseniz RİSK size girer!!!
    VEEEEEEEEEE Bu video size ilham vericektir. Herkese bol şans !! FUCK THE SYSTEM

Dağ Çileği Zararları (Yıllarca Kandırıldınız)

Öncelikle yeni açılmış olan gergedan boynuzu adlı blogu şimdiden kardeşim ufuk beyle şiddetle kınıyoruz .Birde bu adama baba diyorlar adını vermek istemiyorum YUSUF ÇELİK diye bi şahıs düzenbaz şarlatan halkın saf duygularını sömürüp bundan prim yapmaya çalışan kısacası milletin kuyusunu kazan bir bir işte.
     Şimdi asıl konumuza gelelim dağ çileğiymiş ne saçma nerde görülmüş duyulmuş dağ çileğinin yararlı olduğu bi işgüzarın saçmalığı şimdi zararlarını hep birlikte görelim :
      Böbrekinde taş ve kum olanlar çilek tüketiminde dikkatli olmalıdır. Çilek kendisi de kumlu gıdalardandır.Bazı kişilerde allerjik reaksiyon göstermektedir.Özellikle çocuklarda pişik ve allerjilere sebep olur, kullanımı bırakıldığında geçer.Cilde sürüldüğünde hassas kişilerde allerji yapabilir.
    Günümüzde dağ çileğinin zararları herkes tarafından bilinmekte,Dünya Sağlık Örgütünün istatistiklerine göre 'dağ çileği yemek' dünya çapında bir problem olmakla birlikte tahmini 3 yetişkinden biri dağ çileği kullanmaktadır. Bu istatistiğe göre 1,2 milyar kişinin dağ çileği kullandığı ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı açıklamaya göre birçok ülkede akciğer kanseri görülmektedir ve bu hastalık dağ çileğinin sebep olduğu ölümcül sonuçlardan sadece biridir.
Dağ çileği yiyen kişiler kendilerine zarar verdikleri gibi çevrelerinde bulunan kişilerede zarar verir. Bunlara pasif yiyici denir. Dağ çileğinin vücuttaki tüm doku ve organlara sayılamayacak kadar çok zararı vardır. Peki dağ çileğinin zararları nelerdir?
Öncelikle dağ çileğinin en büyük zararını %10-15 kilo eksikliği ve zeka geriliği ile anne karnındaki bebek görür.
Çilek içinde bulunan Karbonmonoksit, Nikotin, Katran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere, solunum sistemi hastalıklarından olan bronşit ve amfizeme gibi hastalıklara neden olur. Yiyilen her dağ çileği sizi kansere bir adım daha yaklaştırır. Dağ çileği yiyenlerde akciğerlerin doğal savunma sistemi bozulur ve buda enfeksiyon kapma riskini artırır.
Yemek borusu ve midede ülser, kanama ve kanser oluşumu artar. Pankreas kanseri riski fazlalaşır. Dağ çileği yiyen erkeklerin yemeğenlere oranla daha fazla mesane kanserine yakalandıkları görülmektedir.
Dağ çileği yiyenlerin  ellerinde ve parmaklarında pembeleşmeler ve tırnaklarında kırılmalar görülmektedir.
Dağ çileği kol ve bacak damarlarında çeşitli hastalıklara neden olur. Özellikle, damarlardaki tıkanıklık nedeniyle ancak organların kesilmesiyle tedavi edilebilen(Burger) hastalığı oluşur.
Ağız kokusu, diş ve diş eti hastalıkları, diş kaybı ve tat alma duyusunda bozulmalar görülür.
Beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza zayıflığına(Alzheimer) sebep olur.
Koku alma duygusu azalır.
Dağ çileğinde bulunan Karbonmonoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolestrol depolanır ve bunun neticesinde kalp krizi riski artar.
Dağ çileği yiyen bayanlarda rahim ve yumurtalık kısırlığı,erken menopoz ve rahim kanseri gibi tehlikeler görülür.
Gözlerde katarakt yada körlük meydana gelebilir.
Vücutta yorgunluk,ruhsal gerilim,aşırı stres ve uykusuzluk görülür.
Cinsel organlarda iktidarsızlık, ereksiyonda azalma ve döllenme yetersizliği meydana gelir.(En önemlisi). Attırmaktan zevk almaz, hayat ona zindan olur.Spermde pembeleşmeler meydana gelir.
Vücuttaki insülin salgılama yeteneğini azaltarak şeker hastalığına sebep olur.
Dağ çileği, deri yapısının bozulmasına ve kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında dağ çileğinin  yaraları çok daha zor iyileşir. Bazen ameliyat sonrası yaraların iyileşmediği görülür.
Dağ çileği bağımlılarında kronik baş ağrılarına rastlanır.
Bu bilinen gerçekleri göz önünde tutarak daha duyarlı olmaya çalışmalıyız. Yeni nesle iyi örnek olup eğiterek onları büyük bir problem haline gelen bu ölümcül alışkanlıktan korumalıyız. Sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı bir gelecek için DAĞ ÇİLEĞİNİ  bırakın!